tdemirmmm.blogspot.com
Journalist-Sport Writer- Fotomac- A Spor... "Bu site, hizmet sunmak ve trafiği analiz etmek için Google'a ait çerezleri kullanır. Hizmet kalitesinden emin olunması, kullanım istatistikleri oluşturulması, kötüye kullanımın algılanması ve çözüme kavuşturulması amacıyla performans ve güvenlik metriklerinin yanı sıra IP adresiniz ve kullanıcı aracınız Google ile paylaşılır."
20 Şubat 2023 Pazartesi
AHLAKTAN SINIFI BEDAVA GEÇENLER VE BUGÜNKÜ HAL VE GİDİŞ
2 Kasım 2021 Salı
18 Haziran 2021 Cuma
BÖYLE DÜNYAYA BÖYLE KUPA
BÖYLE DÜNYAYA BÖYLE KUPA!
Biz yazarken henüz maçlar oynanıyor ama siz okurken
Dünya Kupası geride kalmış olacak… Genel anlamıyla erkekler için keyif,
kadınlar için ızdırap, medya için iyi program yapmamak için mazeret anlamına
gelen dev organizasyon tüm güzelliğiyle, çirkinliğiyle hayatımızdaki yerini
aldı… Kazananı kaybedeni bir yana bırakalım ve işin başka yanlarına
bakalım.
Bu kupada benim en çok ilgimi çeken olay hakem
hataları ve bunların medyaya yansına biçimiydi…
Birlikte izledik, bazı hakemler FIFA’nın yeni
tavsiyelerine uyarken, kraldan çok kralcıydılar.
Bazıları daha ileri gidip takımların kaderlerinde
etkili oldular…
Bazı takımlar, eleme grubunda işi bitirdikten sonra su
koyverdiler, yedekleri sahaya sürdüler…
Bazı futbolcular bazı maçlarda çok açık verdiler!
Örneğin, Paraguay maçında Nijerya kalecisi tam bir komedi idi…
İşin ilginç yanı, medya mensupları bütün bu olup
bitenlere çok ama çok şaşırdılar… Özellikle bizim meslektaşlarımız, olup
bitenlere bir anlam veremez gibiydiler. Sanki benzerleri bizim ülkemizde hiç
olmuyormuş gibi…
Bilmem ki ne bekliyorlardı?
Sütten çıkmış ak kaşık hakemlerimiz!
Asla hakemleri yanıltmaya filan çalışmayan centilmen
futbolcularımız!
Kavga-gürültüden hiç hoşlanmayan taraftarlarımız!
İşte bizim futbolumuz… Ha haha!
Başka bir arzunuz!
Hakemler takdir haklarını güçlüden yana kullanıp
zayıfların ezilmesine yol açmış! Örneğin, eleme grubunda Fas’ı resmen
yakmışlar… Ortak kanı, kupaya pis kokuların bulaştığı şeklinde…
İyi de, ne bekliyorsunuz ki…
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz ki, nasıl bir kupa
bekleyelim? Dünya yoğurt, kupa ayran! Ekşi yoğurttan tatlı ayran olur mu? Biz yoğurda bakmadan ayrana şaşıyoruz. Komik değil
mi?
İlişkilerin böylesine maddiyat üzerine kurulu olduğu
bir dünyada bize çıkarlarımızı korumaktan başka ne öğretildi? Dahası, kendi
çıkarlarını her şeyin üzerinde tutmayan kaç kişi tanıdınız?
Çocukluğumuzu hatırlayalım… Gazozuna maç yaparken gol
kaçıran arkadaşımızı en şiddetli biçimde azarlayıp topun sahibinin
fiyaskolarını görmezden gelmeyi öğrenmiş olan bizler değil miydik? Bu
alışkanlıklarımızı sonraki yıllarda daha da geliştirerek sürdürmedik mi?
Bu dünya, işte o çocukların dünyası!
Ne bekliyordunuz ki!
Eurovision şarkı yarışmasını düşünün. Oy verenler
halkın kendisi. Yani birkaç seçilmiş kişi değil. Aşağı-yukarı toplumun genelini
temsil yetkisine sahip bir topluluk… Böylesine kıytırık bir yarışmada bile
Yunan-Rum ortaklığı yok mu? Benelux ülkeleri Belçika, Hollanda, Lüksemburg
birbirlerini kollamıyor mu? Kuzey ülkeleri aynı şeyi yapmıyor mu? Bir şarkı
yarışması bile küçük hesapların oyuncağı olmuş… Çevre kirlenmiş, sanat
kirlenmiş, ekonomi kirlenmiş, siyaset kirlenmiş… Futbol kusur mu kalacaktı?
Dünya Kupasının bazı maçlarında şike kokusu çıkmış…
Ne bekliyordunuz ki!
Saddam Kuveyt’e girdi, ABD yıldırım hızıyla müdahale
edip hesap sordu. Fakat Avrupa’nın göbeğinde insanlar yıllarca kıtırkıtır
kesilirken kimsenin kılı kıpırdamadı. Neden? Çünkü Kuveyt’in petrolü vardı,
Bosna’nın birşeyi yoktu… ABD de buna göre davrandı, zaten bütün dünya buna göre
davranıyor.
Sonra da biz böyle bir dünyada futbolun tertemiz
kalabileceğini sanıyoruz. Mümkün mü?
Olmadığını gördük işte…
Müslüman Hakem
Brezilya maçında Norveç lehine verdiği uydurma penaltı
ile Fas’ı yakan ABD’li hakem Müslüman’mış…
Ne yazar ki, o da yürürlükteki bir düzenin halkası.
Böyle olunca da, Müslümanlığın, Hristiyanlığın bir önemi kalmıyor. Güçlünün
yanında yer alıp çıkarına bakmak önem kazanıyor.
Bunu anlamak da o kadar zor değil. Hatta aynaya
bakmamız bile yeterli olabilir asıl suçluyu bulabilmek için.
Doğduğumuz andan itibaren bize hep bu öğretilmiyor mu?
Sonra da biz aynı kanunu çocuklarımıza öğretmeye çalışmıyor muyuz?
Hakemler de bunu yapıyorlar işte: Güçlünün yanında yer
alıp rahat ediyorlar.
Ne bekliyordunuz ki
Not: Futbol asla sadece futbol
değildir anlamındaki bu yazı 1995 yılında Karakartal Dergisi’nde yayımlanmıştır…
29 Ağustos 2020 Cumartesi
Turgay Demir kimdir?